Suyumuza sahip çıkıyor, su gününde mücadeleyi büyütüyoruz

Dünya Su Günü’nde İzmirli demokratik kitle örgütlerinin düzenlediği basın açıklamasında “suyun en temel yaşam hakkı olduğu gerçeğinden yola çıkarak, suyun özelleştirilmesine, metalaştırılmasına, ticarileşmesine ve kirletilmesine HAYIR” dendi.

Ege Kent Konseyleri Birliği, İzmir Kent Konseyleri Birliği, EGEÇEP, DİSK Ege Bölge Temsilciliği, KESK, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, İzmir Yaşam Alanları, Konak Kent Konseyi ve Konak Belediyesi’nin Dünya Su Günü’nde düzenlediği basın açıklamasını Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit Mumcu yaptı. 

Mumcu konuşmasında, “Dünya Su Günü’nün imza altına alındığı 22 Mart 1993’ten bu yana, 30 yıldır sözümüz değişmedi. ‘Su yaşamsal bir haktır. Temiz ve sağlıklı suya erişim tün canlıların hakkıdır, yaşam için en temel gereksinim, temel bir doğal varlık olan su bir meta değil tüm canlıların ortak varlığıdır’ diyoruz. 30 yıldır söylediğimiz gibi; bugün de yaşamın devamlılığı için zorunlu olan, su hakkımız için mücadele edeceğimize ilişkin kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz.” dedi.

‘Yıkımın sorumlusu rant politikasını oluşturanlar ve uygulayanlar’

Açıklamada, Dünya Su Günü’nde kentleşme, sanayileşme, enerji ve madencilik sektörü ile kamu yararı gözetilmeksizin plansızlık ve denetimsizlikle su varlıklarımızın her geçen gün daha çok kirletildiği belirtildi. Depremin ve bunun ardından geçtiğimiz günlerde bölgede yaşanan şiddetli yağışların yarattığı yıkımın sorumlusu olarak bilimden uzak, çevreyi ve yaşamı yok sayan rant politikalarını oluşturanlar ve uygulayanlar gösterildi.  

Suyun geleceği madenler tarafından yok ediliyor

“Sağlıklı bir çevrede yaşamak, suyumuzu, havamızı, toprağımız korumak için mücadelemiz devam ederken bölgemizdeki durumu da ortaya koymak gerekir” diyen Mumcu, basın açıklamasında İzmir’in gelecekteki su ihtiyacını karşılamak üzere planlanan Çamlı Barajı’nın, Efemçukuru Altın Madeni’ne kurban edildiğini de hatırlattı. İzmir’in su varlığını korumak adına yıllardır sürdürülen mücadelede bilirkişi raporları sonucunda maden işletmesinin yarattığı kirliliğin mahkeme kararları ile onaylanmasına ve ÇED Olumlu Belgeleri iptal edilmesine rağmen, işletmeye yeniden süratle ÇED Olumlu Belgesi verilmiş, mahkeme kararları ile belirlenen kirlilik ve çevresel riskler ise bilirkişilerin İzmirli olduğu gerekçesi ile reddedilmişti. Mumcu, bugün şirketin kapasitesini 2,5 kat artırarak çalışmaya, yaşamsal öneme sahip su kaynaklarımızda tehditleri büyütmeye devam ettiğini sözlerine ekledi.

Manisa’ya içme-kullanma suyu sağlamak üzere inşaatı devam eden Gürdük Barajı ve İzmir kentine içme-kullanma suyu sağlanması planlanan Başlamış Barajı olmak üzere, bölgenin en büyük iki kentine hizmet verecek olan Başlamış Çayı havzasında, Gördes’te nikel madeni işletmesinin yarattığı riskler devam ederken, madenin kapasite artışı talebi de onaylandı. Ayrıca, yıllık 1 milyon ton sülfürik asit üretecek olan sülfürik asit fabrikası için de ÇED süreci de olumlu tamamlandı.

Ege Kent Konseyleri Birliği, İzmir Kent Konseyleri Birliği, EGEÇEP, DİSK Ege Bölge Temsilciliği, KESK, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, İzmir Yaşam Alanları ve Konak Kent Konseyi tarafından hazırlanan açıklamada “suyun en temel yaşam hakkı olduğu gerçeğinden yola çıkarak, suyun özelleştirilmesi, metalaştırılması, ticarileşmesine, İzmir’in su varlıklarını, sağlıklı suya erişim hakkını koruma bilinci ve kararlılığı ile Efemçukuru Altın Madenine, Gördes’te sülfürik asit fabrikasına hayır” denildi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir