Teknoloji çağında çocuk gelişimi

Ailenizle güzel bir tatil yolculuğu planladınız. Size iyi gelecek güzel bir müzik listesi ve yolculukta çocuklarla oynayabileceğiniz oyunları yanınıza aldınız. Yola çıktıktan 10-15 dakika sonra, dikiz aynasından baktığınızda, herkesin kendisini telefona ya da tabletine kaptırdığını görüyorsunuz. Sorduğunuz sorular karşısında ise cevapsız kalıyorlar. Böyle bir anda hem kendinize hem onlara öfkelenseniz bile ilk tepkiniz çocuklara oluyor. “5 dakika daha, oyunum bitmek üzere.” diyen çocuğunuzla göz teması kuramıyorsunuz. Planladığınız yolculukta tatsızlıklar oluşmaya başlıyor. Bu gerginlik sonrası telefon ya da tabletler ortadan kalksa da hayal ettiğiniz keyifli yolculuk artık hayal oluyor. Bir yerden sonra pes edip “herkes keyif aldığı şeylerle meşgul olsun” diyorsunuz. Bu durum herkes için tanıdık sahneleri zihinde canlandırıyor. Teknolojinin ele geçirdiği çocuklar ve ebeveynler, ekrana bakılarak yapılan konuşmalar… Pek çok anne baba, çocuğunun elektronik aletlerle çok zaman geçirdiğini ve buna bir türlü engel olamadığından yakınıyor. Peki, bu durumla nasıl baş edeceğiz?
Aslında çocukları telefonlarla ve tabletlerle tanıştıran biz yetişkinleriz. Sanki çocuklar doğuştan bu aletleri bilerek geliyor gibiler. Çocukların oldukça dikkatini çeken bu aletler bir süre ailelerin kurtarıcısı haline geliyor. Yemek saatinde çocuğun kolay yemek yemesi tabletle sağlanıyor, sakinleşmeyen çocuk tabletle sakinleştiriliyor… Bir süre sonra çocuklar buna alışıyor ve bu aletlerle ayrılmaz bir bütün oluyorlar. Oysa çok küçük yaşlarda teknolojiyle karşı karşıya kalmak çocukların gelişimini olumsuz yönde etkileyebileceğinden, ailelerin bu süreçte çocuklarına karşı duyarlı davranmaları önem taşıyor. Teknolojinin faydalı olabilmesi için dengeyi iyi kurmak gerekiyor.
Yukarıdaki hikâyemizde olduğu gibi anne ve baba teknolojiye kendini kaptırmışken maalesef çocukların teknolojiden uzak durması pek kolay değil. Etkin ebeveynliğin ince çizgilerinden biri sakin kalabilmek ve düşünerek tepki vermektir. Öfkeyle tepki vermek hiçbir sorunun çözümünü getirmeyecektir. Ebeveynin kendi davranışlarının söyledikleriyle uyumsuzluğu çocukların sadece zihnini karıştıracaktır. Böyle davranmak yerine kendini, eşini ve çocuklarını bu şekilde yakaladığında ve bu konuda çok üzüldüğünde sakin bir tavırla ellerindekilerini bırakmaları isteyebilir ve herkesi keyifle yapılacak farklı bir aktiviteye çağırabilir. Hep birlikte bir oyun oynamak, biraz hareketlenmek aile üyelerinin her birine iyi gelecektir.
Bahsedilen şey çocukları bu aletlerden tamamen uzaklaştırmak ve hiç tanıştırmamak değil. Evet, teknoloji çağında yaşıyoruz ve bu hayatımızı kolaylaştırıyor. Çocukların elbette bu aletleri tanımaya, bilmeye, öğrenmeye ihtiyacı var ve sizler ne kadar uzak tutmaya çalışsanız da sosyal çevresi sayesinde görecek ve öğrenecekler. Bu noktada önemli olan teknolojiyi belirli sınırda ve gözetim çerçevesinde kullanabilmektir.
Çocuğun ilk yıllarında beş duyusunu birden kullanabileceği, kendi bakışlarına, sesine, gülüşüne karşılık bulabileceği bir etkileşimin içinde olması önerilmektedir. Bu da anne babanın çocukla sağlıklı bir bağ kurabilmesinden geçer. Çocuğun ebeveynle karşılıklı ilişki içinde olmaya, sarılma, dokunma gibi fiziksel ve duygusal yakınlaşmaya ihtiyacı vardır. Teknolojik aletlerde ise iletişim karşılıklı değil, tek yönlü olmaktadır.
Henüz birkaç aylık bebekler dahi teknolojik aletlere ilgi gösterebilmektedir. Değişen görüntü, renk ve sesler sayesinde son derece ilgi çekici olan teknolojik aletlere odaklanabilmektedirler. Ancak bu durum, çocuğun bundan yararlandığı anlamına gelmez. Yaşamın ilk yılı beyin gelişimi açısından son derece kritik bir dönemdir. Görsel ve işitsel uyaranları işleyebileceği bir anatomik altyapısının henüz olmadığı bir zamanda çocuğu teknolojik aletlerle erken tanıştırmak, nörolojik gelişiminin aksamasına neden olabilecek uyaranlara maruz bırakmak anlamına gelebilir. Araştırmalarda üç yaşından önce televizyon izleyen çocukların ileride dikkat problemi yaşama riski olduğu belirtilmektedir.
Daha ilerleyen yaşlarda ise çocuklara uygun programların seçilmesi çok önemlidir. Yaş dönemlerine uygun ürünler ve gelişim basamaklarına göre hazırlanmış uygulamalar belirli zamanlarda kullanıldığında fayda sağlayacaktır. Çocuğunuzun teknolojik aletlerle ne kadar zaman geçirmesi gerektiğini gösteren bir hesap yoktur. Bu yaşa, çocuğun kişiliğine ve teknolojiye olan erişimine göre değişim göstermektedir. Çocuğun alışkanlıklarını gün içerisinde gözlemlemek, doğru sınırın ne olduğunu belirleme sürecinde size yardımcı olacaktır. Gün sonunda çocuğunuzun beğendiği uygulama veya web sitesi ne olursa olsun; bu konu ile ilgili kazanımlar, iyi gelen ve gelmeyen durumlar üzerine sohbet edin. Onlara hangi durumlardan hoşlandıklarını ve bu oyunu / uygulamayı / web sitesini tasarladıklarında farklı olarak neler yapabileceklerini sorun. Bir ebeveyn olarak yapabileceğiniz en önemli şeylerden biri, çocuğunuzun teknoloji kullanımı üzerine her gün yarım saatlik zaman harcamak olabilir.
Çocuk bu tip teknolojik aletlerle zaman geçirirken yanında bulunmanın bir diğer önemi onunla konuşmaktır. Okul öncesi dönemde olan çocuklar izledikleri şeylerin gerçek olduğunu düşünüp onlara inanabilirler. Yanlarında olup onların duygularını paylaşmak, heyecanlarına ortak olmak ve sorularını cevaplayarak fikir paylaşımı yapmak sağlıklı olacaktır.
Çocuğunuzun tablet ve telefonlar ile sağlıklı vakit geçirebilmesinin en önemli yollarından biri, biz büyükler olarak bizim onlara model olmamızdır. Çocuğunuz sizi zamanınızı sürekli olarak telefonunuz ya da tabletinizle geçirirken gördüğü sürece, ondan bu teknolojik aletleri kullanmamasını beklemek mümkün olmayacaktır. Ev içerisinde oluşturulan kuralların var olması, bu kuralların topluca alınmış olması ve aile üyelerindeki her bireyin uyguluyor olması gerekir. Anne-baba çocuk ile nasıl yakın ilişki kuracağını bilemediği ve/veya onun ilgisini çekip nasıl oyalayacağına dair kaygı yaşadığında kendilerinin dolduramadığı boşluğu teknolojik aletler üzerinden kapatmaya çalışabilirler. Oysa çocukla iletişim kurmak ve ona oyun üzerinden ulaşmak öğrenilebilen bir beceridir. Bu nedenle anne-baba teknolojik aletleri vermeden önce, bunun kime ve hangi amaca hizmet ettiğini iyi tespit etmeli ve bu doğrultuda teknolojik aletlerin kullanımına uygun sınırlama getirmelidir. Kuralları bir yere yazmak, karşılıklı anlaşmalar yapmak ve belki imzalamak uygulanması açısından size yardımcı olacaktır. Çocuğunuz tableti almak için ağlayabilir, huzursuzluk çıkartabilir. Ağladığında ona tableti verirseniz bunu alışkanlık haline getirecektir. Ağlamanın işe yaramayacağını ona sakin bir dille ifade edebilirsiniz. Çocukların bu tip teknolojik aletlere bağımlı hale gelmelerinin en büyük sebeplerinden biri ise yerine başka bir şey koyamamalarıdır. Eğlendikleri, keyif aldıkları tek yer olarak sanal dünyayı gören çocuklar, yaşantılarında sıkılmaya başlarlar. Teknolojik aletlerin başında uzun süre vakit geçirmek fiziksel gelişimlerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle çocukları farklı aktivitelere yönlendirmek, spor ve sanatla ilgilenmelerini sağlamak, kitap okumaları için teşvik etmek, sosyalleşmeleri açısından desteklemek sağlıklı olacak ve hayatlarının birçok alanında başarı merdivenleri tırmanmalarını sağlayacaktır.