Anadolu’nun müzik alanındaki çok kültürlülük kimliğine dair çalışmalar yapan Anadolu Müzik Kültürleri Derneği, bu yıl itibariyle 5. Yaşına giriyor. Alternatif bir akademi işlevselliğinde çalışmalar yürüten derneğin başkanı Prof. Dr. Cenk Güray ile derneğin bir süredir yürüttüğü “Ortak Bellek” çalışmaları üzerine konuştuk.
– Öncelikle neden Anadolu Müzik Kültürleri Derneği? Bu ihtiyaç nereden doğdu?
– Cenk Güray: 1995’li yıllardan beri akademinin içindeyim. Neredeyse 30 yıla varan bu süreç içinde akademide iki önemli zorlukla yüzleştiğimi gördüm. Bunlardan ilki yaratıcı projelerin hayata geçirilmesinin akademik kurumlardaki bürokratik süreçler yüzünden pek de kolay gerçekleşememe olasılığıydı. Bu durumun etkisi özellikle müzik gibi sosyal değişimlerin hatta zaman zaman siyasetin etkinliğinin çok daha yoğun olarak yaşandığı bir alanda daha da fazla hissediliyordu. İkinci zorluk ise müzik akademisinde pek çok zorluğa rağmen ortaya konabilen kıymetli çalışmaların bu çalışmaların gerçek sahibi olması gereken topluma yeterli bir etkinlikte ulaşamaması ve bu noktada toplumda yeterli derecede yansıma bulmamasıydı. Biz de Anadolu Müzik Kültürleri Derneği’ni insanlığın en kadim kültür miraslarından biri olan Anadolu Müzik Kültürü ile ilgili icra ve kültür temelli çalışmaları verimli bir biçimde gerçekleştirip, toplumsal kültürün önemli bir düşünce alanı olan müziğin söz konusu “entelektüel” konumunu güçlendirebilmek adına kurduk. Derneğimiz aracılığıyla özellikle ortak çalışmalar yürüttüğümüz Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı ve Güzel Sanatlar Enstitüsü ile Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü ve Güzel Sanatlar Enstitüsü nezdinde üretilen akademik ve sanatsal çalışmaların kamuoyu ile daha etkin bir biçimde buluşmasına vesile olduğumuzu da hatırlatmalıyız.
– Anadolu Müzik Kültürleri Derneği, uzun bir süredir Anadolu’nun çok kültürlü yapısına dair sürdürdüğü çalışmalarını “Ortak Bellek” başlığında yürütüyor. Neden Ortak Bellek?
– Anadolu Müzik Kültürü, M.Ö. 2000’li yıllardan hatta biraz daha öncesinden itibaren arkeolojik, tarihsel ve kültürel buluntularla takip edilebilen dünyanın en kadim kültürel oluşumlarından biridir. Müzik her dönem Anadolu ve çevre coğrafyalarda yaşayan insanların “kendini, diğer insanları, evreni ve doğayı” anlayabilmek ve anlatabilmek için kullandıkları en doğal ifade biçimi olmuştur. Neredeyse 5000 yıllık bu kültür mirası tarihin her döneminde Anadolu toprakları ile iletişim kurmuş nice farklı kültürün etkisiyle bugüne ulaşmıştır. Dolayısıyla sayısız kültürün kendi hafızalarındaki birikimleri ekleyerek zenginleştirdiği bu müzik fikri, tam bir “kültürlerarası” aktarım zinciri ile günümüze gelmiştir. Bu yüzden, Anadolu müzik kültürünü anlamak için bu kültürel etkileşimi müzik aracılığıyla ortaya çıkaran ve pek çok halkın ya da kültürel unsurun “ortak belleğindeki” hatıraları sözlü ve müzikal yapılar ile her an tekrar var eden bu etkileşim mekanizmasını anlamak gerektiğini düşünüyoruz. “Ortak Bellek” bu etkileşim mekanizmasının merkezindeki temel formüldür ve kadim Anadolu coğrafyasında yaşamış, yaşayan ve yaşayacak olan insanların ortak geçmişinin ve tabii ki ortak geleceklerinin ancak müzik temelli bu “ortak miras” üzerinden tahayyül edilebilmesi mümkündür. Anadolu Müzik Kültürleri Derneği de Anadolu müzik geleneğini oluşturan her kültürel unsura “eşit” bir mesafede durarak, insanlığın bu kadim mirasını çözümleyerek, Anadolu’da oluşmuş paylaşım temelli bu “ortak yaşam” modelinin geleceğe de ışık tutabilmesini sağlamaya çalışmaktadır.
– Yaşadığımız son yüzyılda coğrafyamızda kutuplaşma ve tek tip kültür algısında bir artış gözlemleniyor. Bunu müzik kültürleri başlığında nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Esasında 20. yüzyılın başlarında Avrupa’da dönemin yaygın “Milliyetçilik” akımlarının etkisiyle başlayan bu “baskın” kültür temelli algı, 2000’li yıllarda yine aynı coğrafyada “kültürel çeşitliliğe” daha açık bir algı ile yer değiştirmeye başladı. Ülkemizde de bu etki özellikle AB sürecinin etkisiyle hissedilmeye başladı. Dolayısıyla özellikle son 20 yılda, daha önceki dönemlerdeki siyasi ve sosyal iklimin de etkisiyle çok fazla gündemde olmayan “kültürlerarası çeşitlilik” çok daha güçlü bir “farkındalık” ile ülkemizin gündemine yerleşmeye başladı. Elbette, bu konudaki farkındalık henüz tam anlamıyla bir “diğer” kültürü kendi “hafızasının komşusu”, “hatıralarının ortağı” ve “geçmişinin-geleceğinin ayrılmaz parçası” olarak algılama fikrine ulaşmadıysa da, bu konudaki akademik-sanatsal tutarlılık içeren çalışmaların artmasının bizleri söz konusu fikre daha kolay ulaştırabileceğine inanıyoruz. Bu yönüyle Anadolu Müzik Kültürleri Derneği’nin “ortak bellek” başlığı altında yapmakta olduğu çalışmaların “Anadolu” ve “dünya” kültürü adına önemli bir şahitlik işlevi oluşturacağını öngörüyoruz.
– Bildiğimiz kadarıyla Kasım/Aralık aylarında ortak bellek çalışmaları kapsamında Bağlar Festivali düzenleyeceksiniz. Çerçevesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Hazırlıklar ne aşamada?
– Müzik her ne kadar sıklıkla akademik ve kültürel temelli çalışmalara da konu olsa da, kendini ve kapsamını en doğru şekilde yine “kendi” anlatabilmektedir. Yani, müziğin bilfiil icrası olmadan müziğin getirdiği kültür fikrinin anlaşılır kılınması mümkün değildir. Bu yüzden Anadolu Müzik Kültürleri Derneği olarak “icra” temelli projelere çalışmalarımızın önemli bir ayağı olarak her zaman önem vermekteyiz. Yine bu doğrultuda, “Ortak Bellek” fikrinin de en güçlü bir biçimde ancak bu coğrafyaya ait müzik paydaşlarının bir arada müzik üretebildiği, bir diğerinin sesini duyabildiği, kendi sesini bir diğerinin sesine katabildiği ortamlarda yeşerebileceğini düşünüyoruz. İşte “Bağlar Festivali” Anadolu kültürlerine dair kadim ortaklığı ve binlerce yıllık sesleri, binlerce yıl ötesine ve sonsuzluğa taşıyabilecek bir “platform” olabilmesi umuduyla yeşertilmektedir. Festivalin kapsamı ve içeriği ile ilgili çalışmalar devam etmektedir ve söz konusu festivalin Anadolu Müzik Kültürleri Derneği’nin yıllardır ortaya sürmekte olduğu fikirlerin, somut bir çıktısı olması planlanmaktadır. Söz konusu festivalde ortaya çıkması düşünülen projelerin kayıt ve konser temelli projeler aracılığıyla geleceğe ve dünyaya taşınması da düşünülmektedir.
Anadolu Müzik Kültürleri Derneği,
2022 yılı itibariyle Anadolu Müzik Kültürleri Dergisi adıyla açık erişimli, ulusal ve hakemli bir dergi yayımlamaya başladı. Anadolu coğrafyasında icra edilen müzikleri, halkbilimi, edebiyat, kültürel müzikoloji, müzik teorisi, müzik pedagojisi, organoloji, müzik tarihi, müzik sosyolojisi, müzik felsefesi, müzik psikolojisi, müzik terapi, müzik teknoloji ve mekân bağlamında ele alan yazıları kabul etmektedir.
Anadolu Müzik Kültürleri Derneği,
Anadolu müziğine eşsiz katkılar sağlamış fakat toplumsal hafızadaki yeri silikleşmiş olan Gomidas ve Stavridis gibi Anadolu’nun pek çok değerli ortak hafıza kaynağına dair daha fazla insanın bilgi sahibi olmasını sağlamak adına 2011 yılında “Anadolu Müzik Kültürü için Ortak Belleğe Katkı Buluşmaları – Gomidas ve Stavridis Anısına” adıyla atölye çalışmaları gerçekleştirmişti. Atölyeler Gomidas ve Stavridis özelinde ele alınabilecek kuramsal çalışmalar ve icralar Anadolu’daki farklı etnik kimlik ve kültürlerin içinde bulunduğu Anadolu müzik mirası üzerinden kurgulanmıştı.
Bir cevap yazın