Kentin kalbinde kocaman bir bina, etrafı güvenlik için perdelerle kapatılmış, kaderine terk edilmiş görünüyor. Cumhuriyet İzmir’i kent tarihinin en önemli örneklerinden Büyük Kardiçalı Han’dan söz ediyoruz. Bu dev yapı 2020 yılındaki depremde ağır hasar gördükten sonra riskli yapı olarak belirlenmiş ve boşaltılmış, geçen yıl Temmuz ayında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırılmasına ve restore edilip yeniden İzmir’e kazandırılmasına karar verilmişti.
Arkeolog ve kent tarihçisi Taylan Zeybek, Büyük Kardiçalı Han’ın tarihini Seferi Keçi için yazdı.
1922 İzmir yangını kentte birçok maddi ve manevi hasara yol açmıştı. İzmir’in ortası adeta geniş bir moloz mezarlığı durumundaydı. Yangın bölgeye o kadar zarar vermişti ki kentin bu bölümünün kanalizasyon sistemini bile yok etmişti, bunun dışında bölge, salgın hastalıklara ve asayişsizliğe davetiye çıkarıyordu. Yangın alanının temizlenip planlı bir şekilde imar edilmeye başlanması gerekiyordu.
O dönemde yangının kentten götürdüklerinin yanı sıra kente kazandıracağı avantajlardan da bahsedildiği görülmektedir. Yangın en kötü ihtimal kentin Meşrutiyet dönemi yöneticilerinin temel hedef olarak koydukları modern şehrin inşasının kapılarını tekrar açmıştır.
Yangın sonrası İzmir’in yeniden imarı
Bunun üzerine 1923 yılında merkezi Paris’te bulunan Fransız, Belçika ve Türk ortaklı olan “İzmir’in Yeniden İmar ve İnşasını Tedkik Şirketi” adı altında bir şirket kurulur ve İzmir’in imarına öncülük eder. Şirketten görevlendirilen Danger kardeşler İzmir’e gelerek yangın yerlerini incelemeye alırlar. İstanbul imar planını hazırlayan Fransız mimar ve kent tasarımcısı Henri Prost’un denetiminde çalışan Rene ve Raymond Danger kardeşler, İzmir planını 1924 yılının Eylül ayında tamamlayarak teslim ederler. Planın büyük bir kısmı kabul görülmekle birlikte bazı yerleri Belediye Fen Heyeti tarafından revize edilir. Mesela bazı caddelerin genişliklerinin çok görülmesi ve bu cadde genişliklerinin azaltılması, planda yeşil alana ayrılan kısmın çok olması ve bunların arazi kaybına sebep görülmesinden dolayı bazı bölümler değiştirilmiş ve plan 13 Ağustos 1925 de onaylanmıştır. Planın adı Danger-Prost Planı olarak konulmuştur.
Plan yürürlüğe girdikten birkaç yıl sonra ekonomik buhranın da getirmiş olduğu sıkıntıyla hayat şansı bulamaz ve yarım kalır. Fakat bu birkaç yılda yangın alanında bazı önemli yapılar meydana gelmiştir. 1925 yılında alanda 5 olan inşaat sayısı 1926’da 26, 1927’de 219, 1928’de ise 402 ye ulaşacaktır. 1929 ekonomik buhranıyla birlikte kereste ve çimento fiyatlarının artmasıyla inşaatlar azalır ve 1930’ların başında nerdeyse tamamen durma noktasına gelir.
Birinci Ulusal Mimari Akımın ilk örnekleri
Rene ve Reymond Danger kardeşlerin İzmir için yapmış oldukları planda 19. yüzyıl ortalarında Paris de uygulanılan dairesel meydanlar ve o meydanlara açılan ışınsal yolların benzerleri görülmektedir. Böylece rasyonel ve modernist düşüncelerini ve onun planlama anlayışını kente aktarmak istemişlerdir. Bu caddeler ve bulvarlar üzerinde, Neoklasik Türk Üslubu veya Milli Mimari Rönesansı denilen fakat daha sonra “Birinci Ulusal Mimarlık Akımı” adını alan üslupta binalar yükselmeye başlar.
Birinci Ulusal Mimari Akım, Cumhuriyet dönemi mimarlarımızdan Kemalettin ve Vedat beylerin öncülüğünde ortaya çıkmıştır. Üslup Türk milli tarzını geliştirmeyi amaçlar. Yapılarda klasik Osmanlı dönemi mimari öğeleri ve süslemeleri kullanılırken bunun yanında Selçuklu dönemi mimari öğeleri ve süslemeleriyle melez bir üslup ortaya çıkarılmıştır. Teraslar, konsollar, yuvarlak köşeler, köşe kubbeleri, plasterler, sivri kemerli pencere ve kapılar, çini panolar, mukarnaslı kemerler, köşe alınlıkları gibi detaylar bu yapılarda kullanılmıştır.
Bu yapıların bazılarına kent içinde örnek verecek olursak; Borsa Sarayı, Tuhafiyeciler Çarşısı, Türkiye Denizcilik İşletmeleri İzmir Şube Müdürlüğü Binası, Tekel Müdürlüğü Binası, Ziraat Bankası, Çatalkaya Hanı (Amerikan Konsolosluğu ve Roma Bankası), Afyon Hanı, Bahçeliler Hanı, Osmanlı Bankası, Kısmet Hanı, Silahtaroğlu Hanı, Kavaflar Çarşısı, Türkiye Ekonomi Bankası binası, Pasaport binası, yangın alanı dışında kalan Milli Kütüphane ve Elhamra Sineması Binaları, Türk Ocağı binası ve simdi bahsedeceğimiz Kardiçalı Hanı bu yapılardan bazılarıdır.
Kardiça’dan İzmir’e…
Kardiçalı Hanı kapladığı alan açısından bu yapıların en büyükleri içine girer. Rivayete göre aile yüzyıllar önce Konya’da bulunurken Osmanlı devletinin göç hareketleriyle Kardiça’ya göçer. Soyağacında bulunabilen en eski isim 1700’lü yıllara ait Yunanistan’ın orta bölgesindeki tarım kasabası Kardiça da yaşayan Halil Onbaşıdır. Halil Onbaşının oğlu Mustafa’dan üç torunu olur. Bunlardan İbrahim Bey Kardiça’da barınamayacaklarını düşünür, kız kardeşi ve bazı aile fertlerini yanına alarak 1910’da İzmir’e göçer. Ailenin büyükleri Manisa’nın Akhisar ilçesine yerleşir ve ailenin İzmir’deki bağı kopar.
İzmir’in ilk Türk tütün tüccarlarından biri olan İbrahim Kardiçalı’nın ilk girişimi, pasaport limanında bir bina almak olur. Daha önce otel olan bu binayı İbrahim Bey kısa sürede tarım ürünleri ticarethanesine dönüştürmüştür. Ağırlıklı olarak tütünle uğraşan İbrahim Bey incir ve üzüm alım satımı da yapar. İbrahim Bey tek katlı binaya sonradan kat eklemeleri yaptıysa da bina ona yetmemeye başlayacaktır. Bunun üzerine İbrahim Bey bu günkü 2. Kordon ve Mimar Kemalettin caddelerinin kesiştiği köşeye Büyük Kardiçalı Hanını inşa ettirmeye başlamıştır.
Kerestesi İtalya’dan demiri Almanya’dan… Kardiçalı Han doğuyor
Yapı, Türkiye’deki ilk betonarme olarak inşa edilen binalardan biridir. Binanın kerestesi İtalya’dan, demiri Almanya’dan, çimentosu Romanya’dan getirtilmiştir. Yapının mimarları Cumhuriyet döneminin önemli mimarlarından olan İbrahim Galip Fesçi ile Mehmet Galip Sinap beylerdir. Han 1928 yılında tamamlanır ve kullanıma açılır. O zamanki kayıtlara göre yapının isminin Kardiçalı İbrahim Bey Apartmanları olarak geçtiği söylenir. İki bin metrekare alan üzerine oturan han Birinci Ulusal Mimari Akım örneğinin önemli yapılarından biridir.

İki bin metrekare alan üzerine oturan han Birinci Ulusal Mimari Akımın önemli örneklerinden biridir.
Yapı Mimar Kemalettin caddesi ve 2. Kordon caddelerine bakan köşelerinden iki metal yalancı kubbeye sahiptir. Yapının ikinci katında sivri kemerli pencereler kullanılmıştır. Yapının köşesindeki kubbelerin altında çini panolar bulunur. Bitkisel motifler; yapıda pencereleri ayıran plasterlerde, ikinci katta bulunan sivri kemerli pencerelerin üstünde, kubbelerin altında ve balkonlarda kabartma şeklinde uygulanmıştır. Ayrıca yapının pencereleri her katta farklılık gösterir. 100 den fazla odası bulunan hanın koridorları yüksek tavanlıdır. Koridorlar hanın ortasında bulunan ve hanın çatısından zeminine kadar inen bir açıklıktan aydınlanır. Bu açıklık cam bir örtüyle kapalıdır. Hanın üst katlarına iki merdivenle çıkılmakta, Hanın doğu yönündeki merdiven boşluğundan asansör kullanımı görünmekte ve ikinci katta muhafaza edilmektedir.
Korunmazsa tarihten silinecek bir kentsel miras, unutulacak bir hafıza mekânı
1952 yılında İbrahim Kardiçalı’nın ölümüyle, varisleri dükkanların kimini satmış kimini ise kiraya vermiştir. Şu anda hanın 20 varisi olduğu söyleniyor. Yapı zamanla bakımsız kalmış ve yıpranmış, 2003 yılında bir tadilat görmüştür.
Kültür varlığı olarak koruma altına alınan Han 2020 yılında Samos depremi sonucu geçirdiği ağır hasar geçirmiş, yapılan incelemelerde yapının düşey taşıyıcılarında ciddi kesme hasarları saptanmıştır. Hanın mülk sahipleri özel bir firmaya deprem düzenlettikleri performans analiz raporunu Konak Belediyesi’ne sunarlar. Konak Belediyesi Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu (KUDEB) bu raporu, taşınmazın tescilli olması nedeniyle görüşünü almak üzere İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne iletir. Koruma Kurulu ise ivedi olarak yapısal güçlendirme yöntemlerini önerecek bir statik raporla birlikte, taşıyıcı sistem sorunlarının giderilmesiyle ilgili bir sanat tarihi raporunun; ayrıca, yapı rölöve ve restitüsyon etüdüyle restorasyon projesinin hazırlanması gerektiği şeklinde bir karar alır. Bu süreçte can ve mal güvenliğini sağlamaya yönelik gerekli önlemlerin ilgili kurumlarca alınması gerektiğini belirterek yapının mühürlenip kullanıma kapatılmasının gereğini belirtir. Konak Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü 4 Mayıs 2023 tarihinde gönderdiği yazıda, tüm mülkiyet sahipleriyle kiracıları bilgilendirerek, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 39. maddesi gereği, handaki eşya ve insanların 30 gün içerisinde tahliye edilmesini, tescilli taşınmaza inşaat anlamında müdahalede bulunmadan taşınmaz ve çevresinde can ve mal güvenliğini sağlayacak emniyet tedbirlerinin mülkiyet sahipleri tarafından alınmasını talep eder. Handaki kiracılar bu kararın yasal olmadığını savunup İzmir İdare Mahkemesi’nde “yürütmeyi durdurma” talebiyle dava açarlar. Bu süreçte gerekli ve yeterli önlemler alınmadığı için Han talan edilmeye başlanmış ve yok olma süreci hızlanmıştır.
Yaklaşık bir asırlık tarihe sahip İzmir’in simge yapılarından biri olan ticaret merkezi, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek yeniden İzmir’e kazandırılmak için beklemektedir.

Yaklaşık bir asırlık tarihe sahip İzmir’in simge yapılarından biri olan ticaret merkezi, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek yeniden İzmir’e kazandırılmak için beklemektedir.
KAYNAKÇA
1) İ.B.B. Kent Kitaplığı, Küllerinden Doğan Şehir, 2003
2) Emel Göksu, 1929 Dünya Ekonomik Buhran Yıllarında, İzmir ve Suç Coğrafyası, 2003
3) Sabri Yetkin, Ticari ve İktisadi İzmir Rehberi, 2002
4) O. Gökdemir, S. Kızık, H. Işık, Cumhuriyetin İzmir’i, 2008
5) Tülay Alim Baran, Bir Kentin Yeniden Yapılanması İzmir 1923-1938, 2003
6) Önder Şenyapılı, Ne Demek İzmir; Buca, Niye Buca!?., 2005
7) Gülnur Ballice, İzmir’de 20. y.y. Konut Mimarisindeki Değişim ve Dönüşümlerin Genelde ve İzmir Kordon Alanı Örneğinde Değerlendirilmesi, 2006
8) “Küllerinden Doğan Şehir İzmir”, https://www.facebook.com/groups/133446580010661?locale=tr_TR
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.